bugün

entry'ler (354)

annelerdeki inanılmaz mantık hatası

Arkadaşlar uzun bir aradan sonra annemle olan çay maceralarımıza bir ikincisi eklenmiş bulunmakta. Hemmen yazıyorum:

Bendeniz yoldan yeni geldiğim için, annem her an uyuyabilirmişim gibi davranıyor ve olaylar gelişiyor...

-bonnie bak çay yapıyorum duştan çıkıpta uyuyayım deme sakın. koca bir çaydanlık yaptım.
+yok ya, hiç uykum yok benim yap sen içeriz.
-tamam bak yaptım sakın uyumak yok bak tekrar söylüyorum.
+kljşefdgkf tamam anne tamam dedim t-a-m-a-m.

aradan yarım saat geçer, bonnie duştan çıkar...

-ANNE?

ve anne çoktan uyumuştur.

(bkz: http://www.uludagsozluk.com/e/11213554/)

hayao miyazaki

fimleriyle tamamen tesadüfen tanıştığım üstad, anime nin allahı olabilir diye düşündüğüm kişidir. ilk olarak spirited away le tanıdım, akabinde gelişen ''bu adamın tüm filmlerini izlemeliyim!!'' hislerinin ağır basmasıyla her gece sabahın ilk ışıklarına kadar filmlerini izledim. joe hisaishi yi atlamak istemiyorum, müzikleri filmlerinin büyüleyici etkisini daha da arttırıyor. iyi ki o gün tesadüfen spirited away i izleyip erkenden tanışmışım kendisiyle. ölmeden önce tüm filmlerinin izlenmesi farz olan insandır.

pucca

Koca bir neslin vakit katili. Ben kendisine bir psikiyatristle görüşmesini öneriyorum.

(bkz: borderline personality disorder)

live in gdansk

rick wrightın comfortably numba çok hoş bir şekilde eşlik ettiği polonyanın gdansk şehrinde gerçekleşen konserdir. comfortably numb ı en sona saklamaları olayın tamamen bittiği yerdir. ayrıca tabi ki muhteşem ve olağanüstü bir on an island yorumu görüyoruz bu konserde. şiddetle tavsiye ediyorum.

pink floyd un en iyi şarkısı

benim için seçmenin ölüm gibi olduğu şarkılardır. ama şöyle sıralayabilirim: lost for words, coming back to life, on the turning away, time, shine on you crazy diamond, comfortably numb, us and them, echoes, another brick in the wall... ''işte bu en iyi şarkısıdır!'' diyemeyiz çünkü öyle iyi şarkıları var ki, aklım hayalim almıyor benim, kafayı yiyeceğim yakında. pink floydun bu dünyadan olduğuna inanmıyorum. bilhassa gilmourun. değiller çünkü, olamazlar, olmasınlar.

dideye sahip cikalim

en sevdiği şarkı, dışarıda kamera var da, içerde yokmuş olan yazar.

stajyer

bana göre dünyanın en acınası, en hakkı yenen insanıdır. hemşirelik okuyorsanız işkence yüze bine katlanır. insanlardan ve hayattan soğursunuz. hem sizi takmazlar, hem köle gibi kullanırlar, hem para vermezler.

yaz stajı

beyni olmayan insanlarla hiç çekilmeyen stajdır. hele ki yaz sıcağında...

morfin

tamamı uygulandığında su bile içseniz çıkarmanıza neden olan ilaç.

yeter artık bitsin denilen şeyler

yaz stajı. *

xanax

hasretiyle yakan ilaçtır.

dideye sahip cikalim

son günlerde birlikte ''x'' gördüğümüz her hapı xanax olarak yorumlama hastalığına yakalanmış olduğumuz yazar. ayrıca kendisine yarın ki sene başından beri yapacağımız en büyük operasyon için başarılar diliyorum.

ekşi sözlük ün zındık takımı

dinin içindeki gerçekleri su yüzüne çıkarıp sözlük gibi, hele ki ekşi gibi bir yerde yazmak direkt yobazların dikkatini toplamaya yetiyor. bence, inanan kişiler için dini eleştirilerin hepsi birer hakaret olduğundan çok da geçerli olmayan bir önerme.

morfin

bir ampulün yarısı dahi cilt altına yapıldığında anında etkisini gösterir. bir duyarsızlık, gevşeme ve öfori hissi verir. ayrıca gün içinde ne yerseniz çıkarırsınız, midenizi mahveder. ama değer galiba, ha? *

dideye sahip cikalim

farenin insana dönüşmüş halidir kendisi. yeni tespit ettim. bütün refleksler, şirinlikler filan hep fare.

morrissey

en sevdiğim şarkıları asleep ve how soon is now olan the smiths grubunun solisti, müthiş bir sese sahip insan. 19 temmuzdaki konserine gidemeyeceğim için ne kadar üzgün olduğumu kelimelerle anlatamam. *

valentine s day

bittiğinde yüzümde kocaman bir gülümsemeye neden olmuş, güzel, izlenesi bir filmdir.

xanax

3 tane içtiğinizde bayılttığı falan olmayan ilaç. şu an sadece acayip mayışmış haldeyim, yazıları okumakta, bedenimi taşımakta zorlanıyorum o kadar. ama tabi bünyeye göre değişir, dikkatli kullanmak gerekir.

primeval

bir dinozor meraklısı olarak bayıldığım dizidir. bazı sahneleri aşırı gerçekçi olmasa da konusu, oyuncuları (bilhassa abby ve connor) ve akıcılığı itibariyle kendini izletiyor. çok beğenerek izledim, hatta ingilizce proje ödevim bu diziyi anlatmak.

bilim içerikli diziler

(bkz: primeval)